Giriş
Latince adı Viburnum opulus L., İngilizce adı Wind qelder rose, Familyası Caprifoliaceae olan Gileborunun anavatanı olarak Avrupa, Kuzey Batı Afrika, Türkistan (Davis, 1972) ve Kanada (Richard ve Pierre, 1992) gösterilmektedir. Bu meyve türü Anadolu’da da tabii olarak bulunan meyveler arasındadır. Gilebor bitkisinin Avrupa, Kuzeybatı Afrika, Türkistan (Davis, 1977) ve Kanada (Richard ve Pierre, 1992) doğal yayılma alanları olarak sayılmaktadır. Ülkemizde Batı, İç, Kuzey ve Doğu Anadolu Bölgelerinde yetişmektedir. Orta Anadolu bölgesinde, özelliklede Kayseri yöresinde geleneksel bir içecek olan gilebor bitkisinin meyvelerinden ve suyunun ekstraktından yararlanılmaktadır. Gilabor bitkisi ülkemizde yöreden yöreye farklı isimlerde anılmaktadır. Kayseri yöresinde dağdığanağ, geleboru. gilabada, gildar, giligili, girabolu, girebolu gileburu, gilebolu, gilaburu, gilaboru; Konya yöresinde giraboğulu; Tunceli ve Karadeniz Bölgesi’nde gili gili (Altan ve ark., 2004) ismiyle bilinmektedir. Gilebor bitkisi Crambark, Guelder Rose, European Cranberrybush gibi isimlerle de anılmaktadır (Ekici ve Velioğlu, 2003).
Bitki ve Meyve Özellikleri
İnce kabuklu, tek çekirdekli, karın yarığı bulunmayan, küre şeklindeki meyvelerden yaklaşık 30-40 tanesi bir salkımı oluşturmaktadır. Olgunlaştıkça sulanan meyveler zayıf, sarkık, şemsiyemsi bir görünüm almaktadır. Bu meyvelerin meyve suyu verimi yaklaşık olarak % 43.5’dir (Ekici ve Velioğlu, 2003).
Kartopu olarak da bilinmekte olan gilebor Mayıs-Haziran aylarında, beyaz renkli çiçekler açan bir ağaççıktır. Daha çok hendek kenarlarında, sulak yerlerde yayılış gösterir ve park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Kışın -25 °C’ ye kadar dayanmaktadır. Gövdeleri çok dallı ve tüysüzdür. Yaprakçıklar genellikle üç parçalı, karşılıklı ve saplıdır. Olgun meyve kırmızı renkli ve küre şeklindedir (Şekil 1-5). Gilebor meyveleri önceleri yeşil renkli iken, olgunluğa doğru sarı, yeşil kırmızı ve olgunlaştığında kırmızı renk alan, küre şeklinde, ince kabuklu, çekirdekleri kalp şeklinde, çiçek şekli birleşik şemsiye olup, her bir çiçek durumu (inflorescence) 5-10 cm çapında, her bir çiçek durumunda ortalama 75.25 adet meyve oluşmaktadır (Karadeniz, 2004; Gündoğar, 2003).
Şekil 1-5. Gilebor bitkisinin çiçek ve olgun meyveleri.
Biyokimyasal Özellikleri ve Kullanım Alanları
Gilebor meyvelerinin kabuklarında reçine, valerian asidi, şekerler, tanen ve organik asitler bulunmaktadır. Olgun meyvelerin sıkılması ile elde edilen usare içecek olarak kullanılmaktadır. Meyveleri vitaminler, mineraller ve diğer bioaktif maddeler içermektedir.
Meyvelerinin içerdiği vitaminler, mineraller ve diğer biyoaktif maddeler nedeniyle değerli bir meyve olduğu anlaşılmış ve Rusya’da doğal populasyonlardan yapılan seleksiyon çalışmalarıyla çeşitler ortaya çıkartılmıştır (Nekrotova ve ark. 1987). Kanada’da ise kültür bitkileri içerisine alma çalışmaları devam etmektedir (Richard ve Pierre, 1992). Avrupa’da geç çiçeklenen ve beyaz çiçekli çeşitler yaygındır.
Sonbahara doğru olgunlaşan meyveleri, kışın dahi ağaçta kalabilir. Bu gün Avrupa’da Aureum, Compactum, Manum, Notcutt, Roseum gibi çok sayıda çeşidin yetiştiriciliği yapılmaktadır (Anonim, 2009). Hollanda ve İngiltere’de kültürel olarak yetiştirilmektedir.
Norveç ve İsveç’te yıllardır unlu mamullere katılmakta, Kanada’da ise jele benzeri tatlı yapılında kullanılmaktadır. Kuzey Amerika’da kırsal peyzaj çalışmalarında 38 tür arasından en iyi sonuç veren türlerden biri olarak gilebor bitkisinin seçildiği kaydedilmektedir (Nekrotova ve ark. 1987). ,
72 tür arasında SO2’ye hassasiyet testinde gilebor bitkisinin en çok dayanan bir tür olarak belirlenmesi ve sanayi bölgesi ve otoyollar gibi aşırı kirlenen alanlarda bu bitkinin kullanımının önerilmesi (Mapeza, 1986), gerek peyzaj düzenlemelerinde gerekse kırsal ağaçlandırmasında bu türün iyi sonuç vermesi (Öztürk ve Özçelik, 1991; Baytop, 1984; Davis, 1972; Kara ve ark.1995) gileboroya olan ilgiyi artırmaktadır.
Gösterişli top gibi beyaz çiçekleri, parlak kırmızı meyveleri ve sonbaharda kızıla dönen yaprakları ile park ve bahçelerde kıymetli bir süs bitkisi olarak değerlendirilmektedir (Öztürk ve Özçelik, 1991; Baytop, 1984; Davis, 1972). Norveç ve İsveç’te unlu mamullere katılmakta, Kanada’da jele benzeri tatlı yapımında kullanılmaktadır.
Tıp, Halk Hekimliği ve Diğer Kullanım Alanları
ABD’de Cramp Bark olarak bilinen gilebor bitkisinin kabuklarından sinir hastalıkları, halsizlik, kramp giderici, sara, tetanoz, romatizma hastalıkları gibi daha birçok hastalıkların tedavisinde tıpta başarı ile kullanılmaktadır (Anonim, 2009).
Ülkemizde gilebor yetiştiriciliği sınırlı düzeyde olup, meyveleri yemiş olarak, usaresi de şurup olarak değerlendirilmektedir. Meyvelerinin ülser tedavisinde, idrar söktürücü olarak ve öksürüğü kesmede etkili olduğu bilinmektedir (Gerçekçioğlu ve Yavaş, 1999).
Çiçek ve gövde kabuğu kabız, idrar söktürücü, mide ağrılarını dindirici ve böbrek taşlarını düşürücü etki göstermektedir. Ayrıca, meyvelerinden turşu yapılmaktadır. Gilebor teskin edici, uyku verici, idrar söktürücü ve müshil etkilidir. Yukarıdaki faydalar için, 30 g gövde kabuğu ve yaprak 1 lt suda kaynatılarak veya meyvelerinden komposto yapılarak, günde 3 bardak içilmelidir.
Gilebor tansiyonu düzeltir, adale tutulmalarını ve spazmı hafifletir, adale krampları, yumurtalık, rahim ve kas problemlerine ve migren üzerine faydalıdır. Çocuk düşürme, rahim ve adet kanamalarında ortaya çıkan zahmet veren krampları ortadan kaldırır, safra ve karaciğer hastalıklarında şifalıdır. Aynı zamanda menopoza bağlı olarak, özellikle kanama dönemlerinde, aşırı kan kaybının önlenmesinde, damarlarda büzücü bir rol oynayarak, kan kaybını azaltır. Çocuklarda convulsive durumunu yatıştırmaya yardım eder. Gilebor hipertansiyonda kalp-damar sistemini rahatlatır ve tansiyona bağlı olarak meydana gelen kabızlığı giderir. Dıştan tatbik edilmek üzere, adale kramp veya gerginliğini hafifletir, migren
üzerine faydalıdır. Meyve usaresi böbrek, karaciğer, safra, ülser hastalıklarının tedavisinde kullanılmakta, iyi bir idrar söktürücü ve öksürük kesici olarak halk hekimliğinde yararlanılmaktadır (Karadeniz, 2004; Gerçekçioğlu ve Yavaş, 1999; Öztürk ve Özçelik, 1991).
Şebinkarahisar yöresinde gilebor çeşme suyunda 5-6 ay süreyle tazeliğini bozmadan saklanabilmekte veya salamurası yapılarak turşu olarak tüketilmektedir. Ayrıca, sade veya diğer meyvelerle karışık olarak kompostosu veya şurubu yapılarak içilmektedir (Karadeniz ve ark., 2003).
100 g yenebilir kısmının biyokimyasal özellikleri:
SÇKM % 14.37, pH 3.9, asitlik % 1.57, invert şeker % 5.83, su % 86.68, ham protein % 6.71, kül % 2.64, ham selüloz % 19.86, ham yağ % 6.47, askorbik asit (mg/kg) 560, Ca 6.04 mg, Mg 6.08 mg, Fe 0.342 mg, Cu 0.086 mg, Zn 0.50 mg, Na 40.26 mg, K 247.38 mg (Karadeniz, 2004; Bolat ve Özcan, 1995; Gündoğar, 2013).
Sonuç olarak, gileborunun gerek içerdiği vitamin ve mineraller bakımından insan beslenmesindeki yararları, gerek halk hekimliğinde kullanılması ile elde edilen faydaları ve gerekse peyzaj düzenlemelerinde çiçek, meyve ve yapraklarının dekoratif bakımından kıymetli oluşu nedeniyle, üzerinde daha yoğun araştırma yapılması gereken önemli bir meyve türü olduğu görülmektedir. Bu meyve türü kültüre alındığında ülkemiz meyveciliğine şüphesiz olumlu katkıları olacaktır kanaatindeyiz.
Kaynaklar
Altan, A., Kuş, S. ve Kaya, K. (2004). Gilaboru (Viburnum opulus L.) Suyunun Reolojik Davranışının Belirlenmesi. Geleneksel Gıdalar 2004Sempozyumu, 23-24 Eylül, Van, 381-385. Anonim, 2009. http://www.library.utoronto.ca
Anonim, 2015.www.bunyankaymakamlik.gov.tr
Baytop, A., 1984. Türkiye’de Bitkilerle Tedavi (Geçmişte ve Bugün). İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fak. Yayınları, No: 40, İstanbul.
Bolat, S. ve Özcan, M., 1995. Gilaburu (Vibirnum opulus L.) Meyvesinin Morfolojik, Fenolojik ve Pomolojik Özellikleri ile Kimyasal Bileşimi. Türkiye II. Ulusal Bahçe Bitkileri Kongresi, Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Yayınları, Cilt 1, 772-775, Adana.
Davis, P.H., 1972. Flora of Turkey and East Aegean Island. Vol 4. Edinburg Üniv. Press. P.543-544.
Ekici, L. ve Velioğlu, S., 2003. Gilaburu ve Sağlık. www.cine-tarim.com.tr/dergi/arsiv46/arastirma02.htm
Gerçekçioğlu, R. ve M.A.Yavaş, 1999. Gelebor’un (Viburnum opulus L.) Yeşil ve Odun Çelikleri İle Çoğaltılması Üzerine Bir Araştırma. Türkiye III.Ulusal Bahçe Bitkileri Kongresi, 14-17 Eylül, Sayfa:838-842, Ankara.
Gündoğar, R., 2013. Kayseri Yöresinde Yetişen Gilebor (Viburnum opulus L.) Genotiplerinin Belirlenmesi. Ordu Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi. (Basılmamış).
Kara, Z., Y.Fidan ve R.Gerçekçioğlu, 1995. Tokat Yöresinde Tabii Olarak Yetişen Gilebor (V.opulus L.)’un Fenolojik ve Pomolojik Özellikleri Üzerinde Bir Araştırma. Türkiye II.Ulusal Bahçe Bitkileri Kongresi. Cilt I, Sayfa:767-771.
Karadeniz, T., 2004. Şifalı Meyveler (Meyvelerle Beslenme ve Tedavi Şekilleri). (Yardımcı Ders Kitabı). Burcan Ofset. Matbaacılık Sanayii. 208 s.
Karadeniz, T., T.Şişman ve S.M.Şen, 2003. Şebinkarahisar’da Yetiştirilen Bir Gilebor (Viburnum opulus L.) Tipinde Morfolojik ve Pomolojik Özellikler. Ulusal Kivi ve Üzümsü Meyveler Sempozyumu 23-25 Ekim, Sayfa: 481-484.
Mazepa, V.G., 1986. Sensitivity of Tree and Shrub Species to Different Concentration of SO2. Lesovodsvo-i-Agrolesomelioratsiya 72, 33-37.
Nekratova, N.A, N.F.Keratova, V.M. Vershinin, 1987. Sources of Medicinal and Fod Plants in Some Southern and Central Region of The Tomsk Area. Rastitel’niye-Resursy, 23(2):178-189.
Öztürk, M. Ve H.Özçelik, 1991. Doğu Anadolu’nun Faydalı Bitkileri. Siirt İlinin Kültür ve Araştırma Vakfı yayınları, Ankara.
Richard, G. and T.S.Pierre, 1992. The Development of Native Fruit Species as Horticultural Crops in Saskatchewan. HortScience 27(8):866,947.